Uzamış
Ateşli Nötropenik Olgularda Galaktomannan Ölçümünün
İnvaziv Aspergilloz Yönünden Değerlendirilmesi
Güler DEMİRHAN DELİBALTA1, Serap GENÇER1, Yasemin ÇAĞ1, Serdar ÖZER1
1 SB Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği,
İstanbul, Türkiye
ÖZET
Giriş: İnvaziv aspergilloz için yüksek riskli hasta grubunda galaktomannan antijenemisinin tespiti erken tanı ve tedavi bakımından önemlidir. Geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine rağmen ateşi devam eden febril nötropenik hastalarda galaktomannan antijen testinin tanıya katkısını ve antifungal tedavi başlanması üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla bu prospektif, gözlemsel çalışma yürütülmüştür.
Materyal ve Metod: Ocak 2009-Ağustos 2010 tarihleri arasında çoğunluğunu hematolojik maligniteli hastaların oluşturduğu ve geniş spektrumlu antibiyoterapiye rağmen beş günden daha uzun süre ateşi devam ettiği için seri galaktomannan testi yapılan, 109 olguya ait 126 febril nötropenik atak çalışmaya alındı. Bir başka fungal infeksiyon tespit edilen olgular çalışma dışında tutuldu. Olgular galaktomannan yanında yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı toraks tomografisiyle de değerlendirildi.
Bulgular: Olguların 63 (%50)'ünde yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı toraks tomografisinde anormal bir bulgu, 57 (%45)'sinde ise galaktomannan pozitifliği tespit edildi. Birinde kanıtlanmış, ikisinde yüksek olasılıklı, dördünde olası olmak üzere toplam 7 (%6) hastada EORTC/MSG kriterlerine göre invaziv aspergilloz tanımlandı. Galaktomannan duyarlılığı düşük (%43) kalırken, negatif prediktif değeri yüksek (%94) bulundu. Galaktomannan optik dansite indeks sınırı yükseldikçe özgüllüğü artmaktaydı. Galaktomannan pozitif olgularda nötropeni seviyesi daha derindi (p= 0.001), antifungal başlanma oranı (p= 0.007) ve antifungal tedavi süresi (p= 0.003) daha yüksekti. Galaktomannan pozitifliği ile yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı toraks tomografisinde anormal bulgu tespiti arasında anlamlı bir ilişki yoktu (p= 0.371). Tamamı ampirik antifungal tedavi adayı olan olguların 63 (%50)'üne preemptif antifungal tedavi başlandı.
Sonuç: Serum galaktomannan seviyelerinin tek başına invaziv aspergilloz tanısına yönelik duyarlılığı düşük olsa da negatif prediktif değerinin yüksek olması önemlidir. Galaktomannan testine dayalı preemptif tedavi yaklaşımı antifungal kullanımını belirgin ölçüde azaltmıştır. Ancak, galaktomannan testinin daha fazla sayıda kanıtlanmış invaziv aspergilloz olgularında değerlendirilmesiyle preemptif antifungal tanımı tam olarak oluşturulabilecek ve galaktomannan testi daha gerçek yerini alacaktır.
Anahtar Kelimeler: İnvaziv pulmoner aspergilloz, Galaktomannan, Nötropeni
SUMMARY
The Value of Galactomannan Test in the Evaluation of Invasive Aspergillosis in Patients with Prolonged Febrile Neutropenia
Güler DEMİRHAN DELİBALTA1, Serap GENÇER1, Yasemin ÇAĞ1, Serdar ÖZER1
1 Clinic of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Lutfi Kirdar Kartal Training and Research Hospital,
Istanbul, Turkey
Introduction: Early treatment and prognosis of galactomannan antijenemia is essential in patients with high risk of invasive aspergillosis. This prospective observational study was done to evaluate the effect of galactomannan antigen test on diagnosis and antifungal treatment of febrile neutropenic patients who are still having fever despite wide spectrum antibiotic treatment.
Materials and Methods: One hundred and twenty six febrile neutropenic attacks belonging to 109 cases between January 2009 and August 2010 were included to the study. The patients were mostly with hematologic malignancy, and galactomannan tested because of having fever more than five days despite wide spectrum antibiotic treatment. Cases with another fungal infection diagnosis were not included. All cases were evaluated with high resolution computer tomography parallel to galactomannan antigen test.
Results: Sixty three (50%) patients were diagnosed with abnormal finding according to high resolution computer tomography, whereas 57 (45%) were galactomannan positive. One proved, two high probabilistic, four probabilistic, totally 7 (6%) cases were diagnosed as invasive aspergillosis according to EORTC/MSG criteria. Galactomannan sensitivitity was low (43%) but negative predictive value was found high (94%). Specificity increased as galactomannan optic density index limit increased. In galactomannan positive cases, neutropenia level (p= 0.001) and antifungal startup ratio were high (p= 0.007), and antifungal treatment period (p= 0.003) were longer. There was no meaningful relation between galactomannan positivity and abnormal finding at high resolution computer tomography for diagnosis (p= 0.371). "Preemptive" antifungal treatment was started to 63 (50%) of cases, who are prospective candidates for "empiric" antifungal treatment.
Conclusion: Although solitary serum galactomannan level sensitivity for invasive aspergillosis diagnosis is low, it has importance as negative predictive value may be high. "Preemptive" treatment based on galactomannan test has decreased antifungal usage to a crucial degree. However, with the evaluation of galactomannan test on more proved invasive aspergillosis cases "preemptive" antifungal description would be made exactly and galactomannan test would be more respected.
Key Words: Invasive pulmonary aspergillosis, Galactomannan, Neutropenia
Geliş Tarihi/Received: 29/11/2011 - Kabul Ediliş Tarihi/Accepted: 15/03/2012
GİRİŞ
Aspergillus türleri doğada yaygın olarak bulunan ve bağışıklığı baskılanmış hastalarda ciddi fırsatçı infeksiyonlara neden olabilen küf mantarıdır. Son yıllarda özellikle hematolojik malignitesi olan hastalarda uygulanan ağır kemoterapi rejimleri ve transplantasyon sonrası alınan immünsüpresif tedaviler sonucu invaziv aspergilloz görülme sıklığı artmakta ve önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaktadır.
İnvaziv aspergilloz tanısı klinik, laboratuvar ve görüntüleme verilerinin eşliğinde konur, ancak tanı koymak her zaman mümkün olmayabilir. Aspergillus hücre duvarı komponenti olan ve mantar bölünmesi sırasında dış ortama salınan heteropolisakkarid yapısındaki galaktomannan antijeninin serumda tespitinin tanısal değeri vardır[1,2]. Galaktomannan antijen testi, invaziv aspergilloz için risk grubunda olan hastalarda tarama amaçlı kullanılmaktadır. Bu testle görüntüleme yöntemlerinden önce pozitiflik tespit edilebilmektedir. Galaktomannan antijeni serum dışında bronkoalveoler lavaj (BAL) sıvısı, balgam ve diğer vücut sıvılarında da aranabilir. Serum seviyesi hastanın fungal yükü ve hastalığın progresyonuyla ilişkilidir[3]. İnvaziv aspergilloz tanısı konularak erken dönemde başlanan antifungal tedavi hastalığın prognozu açısından önem taşır[4]. Galaktomannan ölçümü yanında akciğer grafisi ve yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografideki patolojik bulgular invaziv aspergilloz tanısı koymada yardımcıdır. Geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine rağmen ateşi düşmeyen febril nötropenik hastalarda serum galaktomannan antijenemisi ve görüntüleme yöntemlerindeki bulgulara dayanılarak preemptif antifungal tedavi yaklaşımı ampirik tedavi yaklaşımının yerini almış, böylece gereksiz antifungal kullanımının azaltılması yanında invaziv aspergilloz infeksiyonunu daha erken tanıyarak tedavi başlamak mümkün olmuştur[5].
Geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine rağmen ateşi devam eden febril nötropenik hastalarda galaktomannan antijen testinin tanıya katkısını ve antifungal tedavi başlanması üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla bu prospektif, gözlemsel çalışma yürütülmüştür.
MATERYAL ve METOD
Ocak 2009-Ağustos 2010 tarihleri arasında hastanemiz infeksiyon hastalıkları, iç hastalıkları ve hematoloji servislerinde kemoterapi sonrası febril nötropeni geliştiği için yatırılarak geniş spektrumlu antibiyoterapi başlanan yetişkin kanser hastalarından antibiyoterapiye rağmen beş günden daha uzun süre ateşi devam eden ve invaziv aspergilloz araştırılmak üzere galaktomannan testi yapılan hastalar çalışmaya alınmıştır. Ateşini açıklayacak fungal infeksiyon dışında bir infeksiyon tespit edilen hastalar, atak sırasında aspergillus dışı fungal infeksiyonu tespit edilenler veya antifungal tedavi başlanmadan yedi günden önce ateşi düşen hastalar çalışma dışında tutulmuştur.
Kemoterapi sonrasında febril nötropeni (mutlak nötrofil sayısı ≤ 500/mm3 iken tek bir oral vücut ısısının ≥ 38.3°C veya bir saatten daha uzun süre 38°C olması) gelişen hastalara ayrıntılı öykü, fizik muayene ve kültürlerinin alınmasından sonra geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi başlanmaktadır. Bu hastalardan beş günden daha uzun süre ateşi devam edenler invaziv fungal infeksiyon gelişimi açısından değerlendirilmeye alınmıştır. Hastaların klinik olarak semptom ve bulgular yönünden izlenmesi yanında ateş, hemogram, C-reaktif protein (CRP) değerleri ve haftada iki kez serum galaktomannan seviyelerinin seri takibi yapılmış, direkt akciğer grafisi ve toraks yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografisi çekilmiştir. Gerekli görülen hastalara ampirik veya preemptif olarak antifungal tedavi başlanmıştır. Antifungal tedavi süresince hastanın kliniğine ve tedaviye yanıtına göre belirli aralıklarla toraks yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi tekrarlanmış; klinik, laboratuvar ve görüntüleme verilerinin eşliğinde antifungal tedavinin kesilmesi veya devam edilmesine karar verilmiştir.
Nötropeni süresince ve antifungal tedavi sonlandırılana kadar haftada iki kez hastalardan 5 mL tam kan alınarak serumda galaktomannan seviyeleri enzim immünassay (Platelia Aspergillus, Sanofi Diagnostics Pasteur, France) yöntemiyle çalışılmış, ardışık iki örnekte optik dansite (OD) indeksinin 0.5 ve üzerinde olması pozitif değer olarak kabul edilmiştir.
Hastaların invaziv aspergilloz olarak değerlendirilmesinde EORTC/MSG'nin (European Organization for Research and Treatment of Cancer/Invasive Fungal Infections Cooperative Group and National Institute of Allergy and Infectious Diseases Mycoses Study Group) belirlediği tanı kriterleri kullanılmış ve üç gruba ayrılmıştır[6]:
• Kanıtlanmış (proven) invaziv aspergilloz: Steril materyalin histopatolojik, sitopatolojik veya direkt mikroskobik incelemesinde hiflerin görülmesi ve doku hasarıyla ilgili kanıt bulunması veya steril vücut bölgelerinin kültüründe üreme olması.
• Yüksek olasılıklı (probable) invaziv aspergilloz: Konak faktörlerinden en az biri, klinik kriterlerden en az biri ve mikolojik kriterlerden en az birinin bulunması.
• Olası (possible) invaziv aspergilloz: Mikolojik kriter olmaksızın konak faktörlerinden en az birinin ve klinik kriterlerden en az birinin bulunması.
Galaktomannan OD indeksinin 0.5 ve üzerinde olması pozitif değer olarak kabul edilmesine rağmen daha üst sınır değerlerinin (1, 1.5 ve 2) invaziv aspergilloz tanımı için duyarlılık, özgüllük, pozitif prediktif değer (PPD), negatif prediktif değer (NPD) ve doğruluğu belirlenmiştir. İnvaziv aspergilloz olarak tanımlanan hastalar ile tanımlanamayanlar ve galaktomannan pozitifliği tespit edilen hastalar ile galaktomannan negatif hastalar sayısal değerleri yönünden Mann-Whitney U testiyle, diğer özelliklerin varlığı yönünden ki-kare testi ve gerektiğinde Fisher's exact testle karşılaştırılmış; istatistiksel analiz için SPSS 11.5 programı kullanılmış; p< 0.05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.
BULGULAR
Yaşları 14-85 yıl arasında değişen (median 51 yıl) 67'si erkek, 42'si kadın 109 olguya ait 126 febril nötropeni atağı çalışmaya alınmıştır. Olguların 89 (%82)'unda hematolojik malignite bulunmakta olup, bunların 39 (%36)'unda akut miyeloid lösemi (AML), 22 (%20)'sinde akut lenfositer lösemi (ALL), 15 (%14)'inde lenfomalar en sık altta yatan hastalıkları oluştururken, olguların 20 (%18)'sinde altta yatan hastalığı solid organ tümörleri oluşturmaktaydı.
Olguların 78 (%62)'inde direkt akciğer grafisi veya yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide normal dışı bir bulgu vardı. Pulmoner semptomları olan 13 hastanın 10 (%13)'u, galaktomannan pozitifliği olan 57 hastanın 35 (%45)'i bu grubun içinde yer alıyordu.
Mevcut tanısal yöntemlerle olguların birinde kanıtlanmış, ikisinde yüksek olasılıklı, dördünde olası olmak üzere 7 (%6)'sinde invaziv aspergilloz tanımlanmıştır. Tüm olguların 63 (%50)'üne antifungal tedavi verilmiş; bunların 37'sine amfoterisin B deoksikolat, 14'üne vorikonazol, altısına lipozomal amfoterisin B, beşine kaspofungin, birine itrakonazolle tedavi başlanmış 24'ünde değişik nedenlerle farklı bir antifungal ajanla değiştirilmiştir. Yatarak uygulanan parenteral antifungal tedavi süresi median 11 gün olup, hastaların 18'inde tedaviye oral antifungalle ayaktan devam edilmiş, 24 (%19) olguda mortalite görülmüştür.
İnvaziv aspergilloz olarak tanımlanan yedi hastanın 3 (%43)'ünde galaktomannan pozitifliği tespit edilmiş, bu hastaların da ikisinde yüksek olasılıklı invaziv aspergilloz, birinde kanıtlanmış invaziv aspergilloz tanımlanmıştır (Tablo 1). Farklı galaktomannan sınır değerlerinin invaziv aspergilloz infeksiyonunu göstermedeki duyarlılık, özgüllük, PPD, NPD ve tanıdaki doğruluğu değerlendirilmiştir (Tablo 2).
Galaktomannan antijenemisi tespit edilen 57 olgudan 36 (%63)'sı antifungal tedavi alan grubun içindeydi. Galaktomannan pozitifliği tespit edilen olgularla galaktomannan negatif olgular çeşitli yönleriyle karşılaştırılmıştır. Buna göre; galaktomannan pozitifliği ile antifungal tedavi başlanması arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş (p= 0.007) ve galaktomannan pozitif olgularda antifungal tedavi süresi daha uzun saptanmıştır (p= 0.003). Galaktomannan pozitif olgularda nötropeni seviyesi de negatif olgulara göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha derindir (polimorfonükleer lökosit: 320/mm3'e karşılık 0/mm3, p= 0.001). Toraks yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide normal dışı bulgu tespit edilen 63 (%50) olgunun 31 (%49)'inde galaktomannan pozitifliği mevcuttur. Galaktomannan pozitifliği ile yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide anormal bulgu olması arasında anlamlı bir ilişki yoktur (p= 0.371). Galaktomannan pozitif 57 olgunun sadece ikisinde invaziv aspergilloz için tanısal yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi bulguları mevcuttur. Yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide anormal bulgusu olan 63 olgudan 46 (%73)'sına antifungal tedavi başlanmış, yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide normal dışı bulgu tespit edilmesiyle antifungal tedavi başlanması arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p< 0.001).
İnvaziv aspergilloz olarak tanımlanan olgularla tanımlanamayanlar çeşitli yönleriyle karşılaştırılmıştır. Buna göre; olguların invaziv aspergilloz olarak tanımlanmasıyla antifungal tedavi başlanması arasında anlamlı bir ilişki varken (p= 0.013), invaziv aspergilloz tanımlamasıyla galaktomannan seviyeleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p= 0.594). Kanıtlanmış invaziv aspergilloz tanısı alan bir hastamızda pulmoner tutulum olmaksızın sinüzit tespit edilmiş ve operasyon sırasında alınan derin doku kültüründe Aspergillus flavus üretilmiştir. Bu olguyu dışarıda tutarak invaziv pulmoner aspergilloz yönünden klinik semptomların varlığı ve görüntüleme bulguları karşılaştırılmıştır. Buna göre; invaziv pulmoner aspergilloz olarak tanımlanan olgularda solunum semptomları (%8'e karşılık %67, p= 0.001), direkt akciğer grafisinde normal dışı bulgu (%50'ye karşılık %100, p= 0.028), toraks yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide normal dışı bulgu (%48'e karşılık %100, p= 0.028), toraks yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide nodül (%13'e karşılık %50, p= 0.038), kavitasyon (%0'a karşılık %83, p≤ 0.001), fungus topu (%0'a karşılık %33, p= 0.002) ve halo belirtisi (%0'a karşılık %17, p= 0.048) daha fazla idi. Kavitasyon ve halo belirtisinin invaziv aspergilloz tanımlamasındaki klinik kriterlerden olmasına rağmen solunum semptomlarının varlığı ve direkt akciğer grafisinde anormal bulgu varlığının invaziv pulmoner aspergilloz açısından anlamlı olması dikkat çekici bulunmuştur.
Bu çalışmayı oluşturan ve tamamı ampirik antifungal tedavi başlamak için aday olan 126 hastanın sadece 63 (%50)'üne antifungal tedavi başlanmış, bunların ikisinde hem yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide invaziv aspergillozu düşündüren bulguların olması hem de galaktomannan pozitif olması nedeniyle gerçek anlamda preemptif antifungal tedavi başlanmışken, altısında yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide herhangi bir anormal bulgu veya galaktomannan pozitifliği olmamasına rağmen sadece kliniğine göre ampirik tedavi yaklaşımı uygulanmıştır. Tüm olguların 57 (%45)'sinde yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide anormal bulgu veya galaktomannan antijen pozitifliği nedeniyle antifungal tedavi başlanmıştır.
TARTIŞMA
Nötropenik ateş nedeniyle takip ve tedavi edilen hastalarda infeksiyon etkenleri çoğunlukla bakterilerdir, ancak verilen geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine rağmen ateşi devam eden hastalarda fungal infeksiyonlar düşünülmelidir. Uzamış ateş hastalarda fungal infeksiyonun tek klinik prezentasyonu olabileceği gibi ek semptomlar da gözlenebilir. İnvaziv fungal infeksiyonlar malignitesi olan hastalarda yüksek mortalite ve morbidite oranlarına sahip olduğundan erken tanıyla erken tedaviye başlanması önemlidir. İnvaziv aspergilloz açısından riskli hastalarda serum ve diğer vücut sıvılarında galaktomannan antijeni bakılması tanısal yarar sağlamaktadır ve antifungal tedavi kararı vermede kullanılan bir parametredir. Yao ve arkadaşları 141 invaziv aspergillozlu hastanın serum galaktomannan seviyelerini incelemişler ve antifungal tedavi öncesi ve tedavi sırasında serum galaktomannan seviyelerinin iyi bir gösterge olduğunu ortaya koymuşlardır[7]. Bizim çalışmamızda, çoğunluğunu altta yatan hematolojik malignitelerin oluşturduğu ve febril nötropeni tanısıyla geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi başlanmasına rağmen ateşi süren hasta grubunda galaktomannan antijen testinin tanısal değeri ve antifungal tedavi başlama kararı üzerine etkisi değerlendirilmiştir. Hastalarımızda tanımlanmış invaziv aspergilloz ile galaktomannan seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya konulamamıştır. Ancak, olgu sayılarımızın azlığı ve olası olgu grubunu tamamıyla galaktomannan negatif hastaların oluşturduğu dikkate alındığında bu sonuç şaşırtıcı değildir. Nitekim, çalışmamızda invaziv aspergilloz tanımlaması için kullandığımız EORTC/MSG kriterlerinin duyarlılığının düşüklüğü ve altın standart olan otopsi incelemeleriyle karşılaştırıldığında tanısal değerinin %25-50'lerde kaldığı bilinmektedir[8,9].
Platelia galaktomannan enzim immünassay testiyle yapılan çalışmalar olumlu sonuçlar ortaya koymuş, birçok prospektif çalışmada duyarlılık ve özgüllüğü %29'lardan %99'lara kadar değişkenlik göstermiştir[10]. Pteiffer ve arkadaşlarının 27 çalışmayı değerlendirdiği meta-analizlerinde galaktomannan testinin duyarlılığı %71, özgüllüğü %89 olarak bulunmuştur. NPD %95-98 arasında iyi bir sonuç verirken, PPD %26-53 arasında değişen oranıyla düşük kalmıştır[11]. Bizim çalışmamızda galaktomannan sınır OD indeksi 0.5 olarak alındığında duyarlılık %43'te, özgüllük %55'te kalmış fakat NPD %94 olarak bulunmuştur. Sınır değerler yükseltildikçe özgüllük artmış, OD indeksi 1 ve üzerine çıktığında özgüllük %75'e, 2 ve üzerine çıktığında %92'ye yükselmiş, doğruluk %88 olarak hesaplanmıştır. Bizim bulgularımızı değerlendirirken olgu sayısının azlığını dikkate almak gerekir. Burada en önemli bulgu galaktomannan sınır değeri 0.5 olarak alındığında bile NPD'nin yüksekliğidir. Galaktomannan değerinin negatifliği invaziv aspergilloz tanısından uzaklaştırırken, yükselen seviyeleri invaziv aspergilloz için tanısal değerini artırmaktadır. Literatürde duyarlılık ve özgüllük oranlarının farklı bildirilmesi her merkezde hastalardan farklı sayıda serum örnekleri alınması, infeksiyonların ciddiyeti, önceden başlanan antifungal tedavinin etkisi, çoğu çalışmanın retrospektif yapılmış olması ve daha da önemlisi kanıtlanmış fungal infeksiyon sayısının sınırlı olması gibi nedenlere bağlıdır. Nitekim Maertens ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, uzamış febril nötropenik hastalarda postmortem bulgulara göre galaktomannan testi değerlendirildiğinde duyarlılığı %89.7, özgüllüğü %98.1 olarak bulunmuştur[12].
İnvaziv fungal infeksiyon tanısında görüntüleme yöntemleri arasında, özellikle yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi tanı koymada yardımcıdır. Yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografinin serum galaktomannan seviyelerinde pozitiflik tespit edilmeden önce fungal infeksiyon lehine bulgu verebildiği gösterilmiştir. Weisser ve arkadaşları akciğer infeksiyonu olan 107 hematolojik maligniteli hastaya ait toplam 161 atağı incelemiş, hastaların %50'sinde çekilen bilgisayarlı tomografide herhangi bir infiltrasyon veya invaziv aspergilloz düşündüren bulgu saptanmazken, %43'ünde minör bulgulara, %7'sinde invaziv pulmoner aspergilloz düşündürecek majör bulgulara rastlanmıştır[13]. Toplam 109 (%68) atak invaziv aspergillozu düşündürmekle beraber EORTC/MSG kriterlerine göre %20 olası ve %20 yüksek olasılıklı veya kanıtlanmış invaziv aspergilloz olarak sınıflandırılmıştır. Galaktomannan seviyeleri yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide majör bulgular ortaya çıkmadan önce pozitifleşmemiş, ancak %10 hastada minör pulmoner bulgular öncesinde galaktomannan seviyeleri pozitif bulunmuştur. Bu çalışma invaziv pulmoner aspergilloz tanısında yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografinin ELISA ile galaktomannan tespitinden daha erken sonuç verdiğini göstermektedir[13]. Bir başka çalışmada pulmoner invaziv aspergilloz için risk faktörü olan, antibiyotik tedavisi sonrası beşinci günde ateşi düşmeyen ve direkt akciğer grafisinde şüpheli lezyonu olan hematolojik maligniteli hastalarda toraks yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi çekimi ve seri galaktomannan ölçümü yapılmış, birbirlerini tamamlayıcı testler olduğu gösterilmiştir[14]. Bizim çalışmamızda ise, galaktomannan pozitifliği ile yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide anormal bulgu olması arasında anlamlı bir ilişki ortaya konamamıştır (p= 0.371). Yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi; bulguların gözlemciye bağımlı olması, kantifiye edilememesi, halo belirtisi gibi bazı bulguların hastalık ilerlerken bile bir dönem kaybolması, bulguların aspergilloza spesifik olmaması, pulmoner tutulum olmayan invaziv aspergillozda yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi bulgusu olmaması gibi nedenlerle invaziv aspergilloz tanısında yeri sınırlı kalmaktadır. İnvaziv aspergilloz tanısında yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografinin önemini gösteren çalışmaların çoğu galaktomannan bakılmaya başlanmadan önceki döneme aittir. EORTC/MSG'nin en son revize edilen invaziv aspergilloz tanımlamasında da yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide halo belirtisi, hava-hilal belirtisi ve kavite gibi invaziv aspergilloz için spesifik bulgular kriter olarak kabul edilmekte, nonspesifik bulgular dikkate alınmamaktadır[6]. Bizim çalışmamızda invaziv aspergilloz olarak tanımlanan hasta sayısının az olması da bu kriterlerin duyarlılığının düşüklüğüne bağlıdır. Nitekim, çok yeni bir çalışma bu kriterlerin duyarlılığını artırmak amacıyla pulmoner infiltrasyon gibi nonspesifik bulguyu da kriter alarak bir grup oluşturmuş, böylece yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi kriterlerinin geniş tutulması ve serum galaktomannana dayalı kriterlerle invaziv aspergilloz tanısının duyarlılığının artacağı gösterilmiştir[15].
Maertens ve arkadaşlarının yaptığı 117 febril nötropenik hastayı kapsayan bir çalışmada preemptif tedavi yaklaşımı, antifungal kullanma oranını %35'ten %7.7'ye indirmiş (%78 oranında azalma) ve 10 atakta erken antifungal tedaviye başlanmasını sağlamıştır[12]. Preemptif yaklaşımla başlanan antifungal tedaviyle invaziv aspergillozlu hastalarda 12 haftalık sağkalım oranı %63.6 olarak belirlenmiştir. Galaktomannan ve yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografiye dayalı preemptif antifungal tedavi yaklaşımı pahalı ve toksik olabilen ilaçlara maruz kalmayı azaltmakta ve daha erken infeksiyon kontrolü sağlamaktadır[5]. Bizim çalışmamızda da tamamı ampirik antifungal tedavi başlamak için aday olan 126 hastanın sadece 63 (%50)'üne antifungal tedavi başlanmıştır. Bunların ikisinde hem yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide invaziv aspergilloz düşündüren bulguların olması hem de galaktomannan pozitif olması nedeniyle gerçek anlamda preemptif antifungal tedavi başlanmışken, altısında yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide herhangi bir anormal bulgu veya galaktomannan pozitifliği olmamasına rağmen sadece kliniğine göre ampirik tedavi yaklaşımı uygulanmıştır. Tüm olguların 57 (%45)'sinde yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide anormal bulgu veya galaktomannan antijen pozitifliği nedeniyle antifungal tedavi başlanmış oldu.
İnvaziv aspergillozdan kaybedilen hastalarda sıklıkla progresif artış gösteren galaktomannan seviyeleri rapor edilmiş ve galaktomannan seviyelerinin prognostik değeri olduğu gösterilmiştir[16,17]. Bizim çalışmamızda mortalite ile galaktomannan pozitifliği arasındaki ilişki test edilmiş, ancak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Sonuç olarak; galaktomannan testinin invaziv aspergilloz tanısındaki yerini değerlendirebilmek için daha fazla sayıda kanıtlanmış olgulardan oluşan çalışmaların yürütülmesi gerekmektedir. Şu anki verilerimize göre serum galaktomannan seviyelerinin tek başına invaziv aspergilloz tanısına yönelik duyarlılığı düşük olsa da NPD'nin yüksek olması önemlidir. Galaktomannan testine dayalı preemptif tedavi yaklaşımı ile antifungal kullanımı belirgin ölçüde azalmaktadır. Ancak, galaktomannan testinin daha fazla sayıda kanıtlanmış invaziv aspergilloz olgusunda değerlendirilmesiyle preemptif antifungal tanımı netleşecek ve galaktomannan testi daha gerçek yerini alacaktır.
KAYNAKLAR
Yazışma Adresi/Address for Correspondence
Uzm. Dr. Yasemin ÇAĞ
Zümrütevler Mahallesi Handegül Sokak
Adatepe Sitesi A-11 Daire: 25
Maltepe, İstanbul-Türkiye
E-posta: yasemncag@yahoo.com